Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: UMUT EMRE GÖKBULUT
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Üsküdar Salacak Sahili’nin yeni halini İstanbullularla buluşturdu. İmamoğlu, Kız Kulesi manzarasına karşı yaptığı açıklamada, “Düzgün ve nitelikli bir çalışmayla, güler yüzlü bir çalışmayla Üsküdar’da, eminim büyük bir başarıyı elde edeceğiz. İsraf ve ihanet şebekelerine bu şehirde son vereceğiz. Bizim tek borcumuz var, o da bu şehrin 16 milyon insanına. Başka kimseye borcumuz yok. Tek korkumuz var, Yaradan’dan korkarız. Yaradan korkusu bizi kul hakkı yemekten uzak tutar” dedi.
İmamoğlu, Üsküdar Salacak Sahili Çevre Düzenlemesi ve Üsküdar Hakimiyeti Milliye ile Selmani Pak Caddeleri Düzenlemesi açılışlarını gerçekleştirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş ve CHP Üsküdar Belediye Başkan adayı Sinem Dedetaş da açılışta İmamoğlu’na eşlik etti.
MUSTAFA KEMAL, KATILIMCILARI COŞTURDU
Salacak Sahili’nde yurttaşlarla buluşan İmamoğlu, tarihi İstanbul siluetini arkasına alarak konuştu. Katılımcıların arasından sıyrılarak İmamoğlu’nun konuşma yaptığı platforma atlayan Mustafa Kemal isimli küçük çocuğun sunuculuk performansı, İmamoğlu ile yurttaşları güldürdü. Mustafa Kemal’in ardından Murat isimli bir başka çocuk da “Sarılmak istiyorum” diyerek İmamoğlu’nun yanına geldi ve sohbet etti. “Ben şimdi ne konuşayım? Ne desem boş” sözleriyle konuşmasına başlayan İmamoğlu, “Anlaşıldı, ben biraz Barış Manço ruhuna geçeceğim bundan sonra. Çocuklarla program yapan bir Barış Manço ruhu. Diyorum ya, ‘Allah bu çocuklara beni mahcup etmesin, onlara layık olayım.’ Başka hiçbir şey istemiyorum. Onların o güzel duygularına karşılık vermek benim için dünyanın en güzel şeyi. Onlara layık olalım. Gerçekten bu Ramazan ayına tam da yakışan bir buluşma oldu. İyilik, paylaşmak, sabır; bütün duygularla birlikte maneviyatın ayı Ramazan, bize bütün güzel duyguları bahşetsin. Ramazan ayı mübarek olsun” dedi.
“BEREKETİN KAPILARINI AÇAN İKİ ANAHTAR VAR”
İstanbul’a, kendi yönetimleriyle birlikte, bereket ve adalet geldiğine vurgu yapan İmamoğlu, “Bereketin kapılarını açan iki anahtar var. Birisi gayret, birisi adalet. En üst seviyede gayret gösterir, adaletten şaşmazsak, işimiz de bereketli olur. Çok şükür 5 yıl boyunca gerçekten çok gayretli bir ekip olduk ve adaletli de bir yönetim olmaya devam ettik. İstanbul’a onun için içtenlikle söylüyorum, bereket getirdi bu iki duygu. Bizden önceki yönetimden çok daha az bir bütçeyle, çok güzel işler başardık” diye konuştu. Metrolardan alt yapı yatırımlarına, kreşlerden öğrenci yurtlarına, burslardan Halk Süt’e, bölgesel istihdam ofislerinden kadın istihdamına, sosyal yardımlardan Kent Lokantalarına kadar birbirinden farklı alanlardaki hizmetlerinden örnekler veren İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“KENT LOKANTALARINI BİLE KÜÇÜMSEYECEK KADAR KİBRE BOĞULDULAR”
“Bu şehrin dar gelirleri ne yer ne içer, nasıl geçinir; umursamadılar. İsraf ve kibir batağına gömülüp milletten o kadar uzaklaştılar ki, Kent Lokantalarını bile küçümseyecek kadar kibre boğuldular. Kent Lokantalarında 40 liraya tam bir öğün yemek yiyen vatandaşlarımızın ve oraya giden insanlarımızın kandırıldığını iddia edecek kadar ileri gittiler. Kendilerinin yarattığı pahalılığa ve ekonomik zorluktan bunalmış vatandaşlarımızdan özür dileyeceklerine hakaret ettiler. Onlar, sadece vatandaşın oyunu almaya ve kurdukları israf düzenini sürdürmeye odaklı insanlar. Bir kişinin emirlerini yerine getirmeye odaklanmış ve şartlanmışlar. Başka bir düşünceleri yok. Sadece bir avuç rantiyeciyi, bir avuç işgalciyi korumakla meşguller. Üsküdar sahillerini işgal edenlerin kimler tarafından nasıl korunduğunu siz biliyorsunuz. Yıkım yaptığımızda oraya bizim polisimizi nöbet tutmaya mecbur kıldılar bir hafta; utanmadan, sıkılmadan ama biz yılmadık. Halka ait olanı halka açtık. Pırlanta gibi yer yaptık. Size ait, vatandaşımızın.
“BEN GERİ ADIM ATMAM”
Daha bu başlangıç. Bize geri adım attıramazlar, attıramadılar. Ben geri adım atmam kardeşim, geri adım atmam. Kendi mülkü gibi kullananlara karşı, bir milim eğilmem. Siz varsınız arkamda. Halka ait olanı da halka açarım. Açmaya devam edeceğim. Milletin parasını millete vermeye devam edeceğiz. Tamamen yolumuz bu yol. Çünkü biz, size bunları anlattık. Siz de bizi onun için seçtiniz. Öyle değil mi? Bana bunun için yetki verdiniz. Öyle değil mi? Ben sizden aldığım görev ve yetkiyi sadece sizin için kullanırım. Onlar bir kişi için kullanır. Ben, milletimiz için kullanmaya devam edeceğim. İşte Salacak sahili. Çevre düzenlemesi. Bana göre İstanbul’un ve dünyanın en güzel manzarasına sahip bir yer. Yıllarca imar izni ve kaçak yapılarla işgal edilmişti. Öyle değil mi? Şimdi, asıl sahiplerine geçiyor. 16 milyon İstanbulluya kazandırmak için dört koldan mücadele verdik. Nihayet bu emsalsiz güzelliği sizlere teslim ediyor, emanet ediyoruz.
“ŞEHİRCİLİK BAKANI’YKEN BİR HAFTADA ORAYA İZİN VE İMAR ÇIKARDILAR”
2013 Kasım ayında başladığımız projenin bu bölümünü, 4 aydan kısa bir süre içerisinde tamamladık. Denize çaktığımız çelik kazıklarla da sahili güçlendirdik. Doğal taş ve bitkisel peyzaj ile burayı kimlikli, keyifli, huzurlu bir buluşma noktasına dönüştürdük. Burası bir yarışma projesi aynı zamanda. Çok şık bir seyir alanı haline geldi. Karşınızda Kız Kulesi, diğer tarafta Topkapı Sarayı. Biraz önce önünden geçerek geldim, çöplük halindeyken pırlanta gibi bir yer olan Sarayburnu ve oradaki arkeolojik park alanını gidip görmenizi isterim. İstanbul sizindir; denizi sizindir, taşı, toprağı, doğası, parkı, bahçesi sizindir. Onun için İstanbul’un tüm doğal ve tarihi kıymetleri de sizindir. Size ait olanı kimseye kaptırmayın. Öyle rant hırsıyla gözü dönmüşlere geçit vermeyin. Az ileride yıkımını yaptığımız yere -buna bir tane bile cevap veremiyorlar- Şehircilik Bakanı’yken bir haftada oraya izin ve imar çıkardılar, biliyor musunuz? Tabii itirazlarımızla o imar iptal edildi. Şaka gibi. Kim için? Ne için? Kim o? Şimdi aday. Hadi işine. Aynı şekilde bu şehrin başına Kanal İstanbul belası açmaya niyetlenenleri sizler durdurdunuz. Yine vakit geç olmadan durduracaksınız. Eminim buna. 31 Mart’ta sandığa gideceksiniz. Başta Kanal İstanbul olmak üzere ‘Bütün rant projelerini alın başlarına çalın, başlarına çalın. İcraatçı ve halkçı bir anlayışla 5 yılda İstanbul ve Üsküdar için çok şey yaptık. Bundan sonra daha da fazlasını yapacağız. Daha büyük hedeflere, çok daha güçlü yürüyeceğiz. İcraatçı ve halkçı anlayışı daha da yukarı taşıyacağız.
“ÜSKÜDAR BU SEÇİMİ BİRLİKTE KAZANACAK”
Özçağdaş, Dedetaş ile CHP Üsküdar İlçe Başkanı İbrahim Çağlar Atalar’ı yanına davet eden İmamoğlu, “Bu seçim birlikte kazanılır. Buradaki birliktelikten bahsetmiyorum. Oradaki birliktelikten bahsediyorum. Üsküdar bu seçimi birlikte kazanacak. Niye kazanacak biliyor musunuz? Çağdaş, Üsküdar’ın bütün değerlerini savunan, maneviyatını koruyan, böyle tarihine gözü gibi bakan, bizim gibi tarihi eserlerini, maneviyatını, bu şehrin bütün duygularını koruyan; işgal eden değil, doğasını, parkını yok eden değil, vatandaşını duymayan değil, Ekrem İmamoğlu burada bir yıkım yaparken ortadan kaybolan değil, gelip beraber vatandaşın hakkını savunan belediye başkanına ihtiyacı var. Dolayısıyla sizlerden, en üstün desteklerinizle birlikte, katkı sunmanızı arzu ediyoruz her birinizden” dedi.
YÜKSEK SESLE MÜZİK PROVOKASYONUNA SESSİZ KALMADI: “O KADAR AKILLARINI YİTİRMİŞLER”
Etkinlik alanını yakınından yüksek sesle AKP seçim aracından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan için hazırlanan bir şarkının çalarak geçen seçim aracına kayıtsız kalmayan İmamoğlu, “Bu olayı ben biliyorum. Hep yaşıyorum. Şimdi biri diyor ki ona; ‘Sen oradan git, müziği aç.’ Ama bu, akıllı bir şey değil. Bu, kötü bir şey. Yani insanların antipatisini kazan bir şey. Mesela akıllı olan müziği kapatır, öyle geçer. Biz de ‘Helal olsun. Bak, ne kadar edepli ne kadar erdemli bir şey yaptı’ deriz. O kadar akıllarını yitirmişler. İnanın, AK Parti’ye oy vermiş hemşehrilerimizin bile bu tutum ve davranışlara göz atınca bunlara oy vermeyeceğini düşünüyorum. Bu bir avuç insanın derdi kendileri. Bir kişi, üç kişi, beş kişi; bir avuç insan. Biz bu şehirde ve bu ülkede, liyakat zincirini yok edenleri, meseleyi sadece eş, dost, akraba unsuru üzerinden yönetenlerin o anlayışını da bu seçimde tarihe gömeceğiz. Rastgele kucağıma gelen Mustafa Kemal’i ya da diğer evlatlarımızı memnun edip, yarınlarda bu şehrin bu çocukları liyakatleriyle, bu gençler kendi becerileriyle bir yere geldiklerinde biz o zaman Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetine ve bu ülkenin demokrasisine layık olabiliriz. O bakımdan bu yapılan işlere vallahi gülüyorum. Hiç kızamıyorum bile. Sadece üzülüyorum yaptıklarına” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİ BÖLEREK SEÇİM KAZANILIR MI”
“Düzgün ve nitelikli bir çalışmayla, güler yüzlü bir çalışmayla Üsküdar’da eminim, büyük bir başarıyı elde edeceğiz” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
“İsraf ve ihanet şebekelerine bu şehirde son vereceğiz. Bizim tek borcumuz var, onu söyleyeyim. O da bu şehrin 16 milyon insanına. Başka kimseye borcumuz yok. Tek korkumuz var, Yaradan’dan korkarız. Yaradan korkusu bizi ne yapar, biliyor musunuz? Kul hakkı yemekten uzak tutar. Yaradan sevgisi bize ne verir, biliyor musunuz? İnsan sevgisi verir. Onun için benim siyaset anlayışımda amaç; toplumdaki en geniş uzlaşmayı, en büyük buluşmayı sağlamaktır. Bunu yapacağız. Milleti bölerek kazanılmış seçimi Allah bizden uzak tutsun. Milleti bölerek seçim kazanılır mı? Milleti kucaklaştırarak seçim kazanılır. Bir kişi bile kendini farklı, dışlanmış hissederse bu şehirde benim kalbim burkulur. ‘İşimi eksik yaptım’ derim. Onun için ben bu şehirde ‘azınlık’ lafını reddediyorum. Bu şehirde kimse azınlık olamaz. Bu şehirde herkes asildir. Onun için herkesin yanında olmayı görev bilirim. Biz bu anlayışı temsil ediyoruz. Birbirimizden uzak tutan bizi birbirimizden uzaklaştıran ne varsa bu bu seçimde onları çöpe atalım. Bizi birbirimizden ayrı düşürmek isteyenlerin hiçbir hesabına katkı sunmayalım. Onların kurguları, siyasi hesapları, kumpasları elimizin tersiyle iteceğimiz bir süreçte dursun. İstanbul’un en büyük ve en güçlü buluşmasını, en güçlü demokrasi buluşmasını, gelin 31 Mart’ta gerçekleştirelim. Onlar, israf ve rant düzenini yeniden kurmak ve partizanlığı yeniden hakim kılmak için tam gaz geri gitmeye devam etsinler. Biz, demokrasi ve Cumhuriyet için hizmet için tam yol ileri demeye devam edelim.”