Galatasaray’a gönül verenlerin yıllardır gururla söyledikleri, her Galatasaraylı’nın ruhunu okşayan bir tribün sloganları var:
“Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Galatasaray…”
Süper kupa finalinde tarih bir gerçeği daha yazdı… Ama bu defa o tarihi yazan Beşiktaş oldu…
Beş…Beş…Beşiktaş…
Unutulmaz…
Bazı maçlar, bazı sonuçlar vardır, futbolun doğal akışına asla uymayan, asla unutulmayan ve 50 yıl geçse bile kuşaktan kuşağa konuşulan…
O maçlara, o sonuçlara bir yenisi eklendi…
Bu şeref, bu gurur Beşiktaş’ın oldu…
*
Geçen sezon ara transferde rekor maliyetle gelen ve ortaya koyduğu futbolla yerden yere vurulan El Musrati’nin, iki gol atan İmmobile’nin, yeni gözde Rafa Silva’nın gölgesinde kalmasını istemem, hakça bulmam… Benim için maçın adamıydı El Musrati…
Libya asıllı futbolcu geçiş oyunun bir numaralı ismiydi… Beşiktaş savunmadan hücuma geçerken bütün pasları, bütün topları organize etti… Tek hata yapmadan, bir saniye geç kalmadan, yana geriye oynamadan… Beşiktaş’ın tek yan pas yapmadan, sürekli öne oynamasında, alışılmışın dışında hızlı hücuma çıkışında , rakip savunmayı sürekli az adamla yakalayışında başrol hep El Musrati’de oldu… Beşiktaş bu hızlı çıkışlarda son pozisyonları iyi değerlendirebilse, maç 5 değil, 5×2 olurdu …
*
Kaliteli ayakların takıma elbette yadsınamaz katkıları olur… Ama kabul edelim ki, yıldızlar, kaliteli ayaklar, takım kadar kendilerine oynamayı da severler… Beşiktaş’ta bunu görmedik… İmmobile, Rafa Silva ve diğerleri kendilerine değil, takıma oynadılar… Takım oyununun birer parçası oldular… Beşiktaş’ta çok kısa bir süre içinde takımdaşlık duygularının bu kadar gelişmesi, bu kadar yüksek enerji ve motivasyon kolay becerilecek bir iş değil… Kısa sürede büyük mesafe alan teknik direktör Giovanni van Bronckhorst’u kutluyorum…
*
Abartmadan, şımartmadan hakkını teslim etmeliyim… Mustafa Hekimoğlu’nun attığı golü anlatmak çok kolay değil… Kaan Ayhan’ı geçişi, geçerken çapraza kaçıp vuruş açısının daralmasına ve Kaan Ayhan’ın çok ciddi baskısına rağmen Muslera’nın topa uzanmak isteyen kolu ile uzak direğin arasındaki iğne deliğine topu vurması her babayiğidin harcı değil… İmmobile gibi Rafa Silva gibi İcardi gibi yüksek kalitelerin bile vurmakta, atmakta zorlanacağı bir gol attı Hekimoğlu… Süper kalite, tam usta işi… Ama dikkat… Aman dikkat… Kalite tamam, ama ustalığa daha çok var… Devam Hekimoğlu…
*
Galatasaray’ın transfer bitmeden çok önemli bir oyuncuya ihtiyacı var… Saha içinden değil, saha içini çok etkileyen saha dışından bir oyuncuya, bir transfere: Erden Timur’a…
Erden Timur’un gidişi , Galatasaray’ın sahaya da yansıyan saha dışı motivasyonunu, enerjisini adeta iflas ettirdi… Bunu Beşiktaş maçında gördük… Maçı kaybedersin, ama motivasyonu, hırsı, enerjiyi, takımdaşlık duygusunu kaybedersen, eyvah …
Erden Timur Galatasaray’da bir enerji kaynağı gibiydi… Futbolcuların 90 dakikanın dışında kalan koca yaşamlarına müthiş dokunuşlar yaptı… Sorunlarını çözdü, hep yanlarında oldu, mutlu olmalarını, dertsiz, tasasız maçlara çıkmalarına sağladı… Bazı özel adamlar vardır. Sevin sevmeyen Abdurrahim Albayrak gibi, Erden Timur gibi… Hangi transferi yaparsanız yapın yerleri dolmaz…
Erden Timur’suz Galatasaray’daki takımdaşlık duygularının, Erden Timur’lu Galatasaray’daki takımdaşlık duyguları kadar güçlü olacağına asla ihtimal vermiyorum… Başkan Dursun Özbek eleştirilecekse “niye transfer yapmadın” diye değil, “Erden Timur’u nasıl kaçırdın” diye eleştirilmeli…
*
Yeni okudum, çok etkilendim, paylaşmak istedim… Beşiktaş Teknik Direktörü Van Bronckhorst, maçtan sonra skor tabelasının önünde fotoğrafını çekmek isteyen kulübün görevlisini “rakibe saygısızlık olur” diye reddetmiş… Zaten maç sonrası canlı yayında, basın toplantısında yaptığı açıklamalar son derece olgun, şımarıklıktan uzak, futbola ve rakibe saygı doluydu… Umarım bu tavırlardan, bu söylemlerden, bu futbol kültüründen, pek umudum yok ama, bizim yerli hocalar, hatta başkanlar, yöneticiler, futbolcular da ders alır…
*
Şampiyonluk yarışı için “Gene Galatasaray ile Fenerbahçe arasında geçer” diyenler, artık bu hesaba Beşiktaş’ı da katacaksınız… Hatta Beşiktaş böyle oynayacaksa şampiyonluk yarışında hesabın başına yazacaksınız…